Dindarlıktan Dini Darlığa Deizm Meselesi – Doç.Dr. Aygün Akyol

 

Doç. Dr. Aygün Akyol – Çorum Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı

“Din, insan hayatına yön veren önemli bir unsurdur. Bu noktada dinin ne olduğu ve onun anlaşılma biçimi de büyük önem arz etmektedir. Bir inanç sistemi olan dinin itikadi boyutu kadar dış dünyaya yansıması da tartışılagelen bir husustur.

Bugün İslam dünyasının ahlaki, siyasi ve ekonomik bakımdan yaşadığı çalkantılar sebebiyle Müslümanlar din ve dünya ilişkisini kurgulamakta zorlanmakta; ya tarih dışı bir din tasavvuruna savrulmakta ya da dini düşünüş biçimleri konusunda tereddüde düşmektedirler.

Türkiye Cumhuriyeti, Batı modernitesi ile daha önceden karşılaşan Osmanlı’dan aldığı mirasla din ve dünya ilişkisini laiklik ilkesi üzerinden temellendirmiş, dinin bireyin vicdanında teşekkül etmesi gereken bir durum olduğunu kabul etmiştir. Bu, aslında İslam dünyasındaki sorunlardan önceden haberdar olmanın, öncü bir bakış açısının göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bugün gelinen noktada dini kendisine paravan kılarak iktisadi ve siyasi çıkar elde edenlerle hukuk ve ahlak üzerinden mücadele etmenin ne kadar zor olduğu da ortaya çıkmıştır. Bu nedenle insanlar dini sahadaki tüm yaklaşımlara şüpheyle bakar duruma gelmişlerdir.

İşte buradan hareketle iktisadi ve siyasi sahada dinin rolü hakkındaki tartışmalar tekrar hızlandı. Çünkü din öğretimi yapan kurumlar ve görünüşte dinin etki sahası artarken bunun gereği olan ahlaklı ve adaletli bir toplumsal yaşamdan uzak bir durum ortaya çıktı. Son günlerde ortaya çıkan deizm tartışmaları da ortaya çıkan bu duruma karşı tepkisel bir durum olarak daha fazla görünür hale geldi.

Din öğretimine maruz kalan, ancak dini anlama ve anlamlandırma noktasında sıkıntılar yaşayan gruplar seküler yaşama dâhil oldukça duruş, düşünüş ve anlayış noktasında sıkıntılar da beraberinde geldi.

Bu noktada bizim tartışmak istediğimiz husus İslam’ın karşısına konumlandırılan bir deizm ya da ateizm değil. Çünkü laik bir ülkede ifade ve inanç hürriyetinden bahsedeceksek, bizler başkalarının inançlarına saygılı olmak ve buna uygun bir ahlaki ve hukuki dil geliştirmek zorundayız.

Bu nedenle de bir Müslüman olarak başkalarını ötekileştirmek yerine, İslam’ın anlamlı ve tutarlı bütünlüğünü ortaya koymanın doğru olacağını düşünüyoruz.”

Makalenin Tamamı İçin Tıklayınız

İlesam İlim ve Edebiyat Dergisi -Deizm Özel Sayısı-, yıl:3, sayı: 11, Mayıs-Haziran 2018, ss. 20-25.

İlgili Yazılar